Babadan anneye, anneden Ege'ye, Ege'den tekrar anneye... şeklinde bir hastalık döngüsüne girdik. Ama bu Ege'nin ilk hastalanmasıydı ve daha sadece 3 aylıktı! Tabi ki annesi olarak ben bu konuyu kafama takıp endişelendim...
Ege'de ilk olarak burun akıntısı başladı. Daha sonra genzinde hırıltılı öksürük duyunca hemen doktora koştuk. Doktorumuz, Ege daha çok küçük olduğu için herhangi bir ilaç yazmadı. Bunun yerine burnunu bol bol temizlememizi ve bol bol anne sütü almasını önerdi. Burnunu temizlemek tahmin edersiniz ki pek kolay olmadı :) Otribebe nazal burun aspiratöründen almıştık. Bu aspiratörün bir ucu bebeğin burnuna giriyor, diğer ucundaki hortumdan da siz ağzınızla çekiyorsunuz. Önce burnuna biraz serum fizyolojik damlatıp sonra burun aspiratörüyle yavaş ve nazikçe çekerek kötü kalpli sümükçükleri dışarı güzelce attık. Hala da Otribebe kullanıyoruz ve oldukça memnunuz. Özellikle yeni doğanların burun delikleri çok minik olabiliyor, tam olarak içine sığmasa da bu aspiratörle dışından tam oturtarak çekebiliyorsunuz. Ayrıca uçları tek kullanımlık olduğu için her zaman hijyenik kaldığı için tercih sebebi...
Burnunu sık sık temizlemeye ek olarak zaten sadece anne sütü alan Ege'yi daha da sık emzirmeye başladım. Boğazı tahriş olduğu için ve henüz su veremeyeceğimiz kadar küçük olduğu için o öksürdükçe ben emzirdim. Bu dönemden önce aslında Ege'yi 3 saatlik E.A.S.Y. rutinine (Bakınız: Tracy Hogg - E.A.S.Y. Rutini) alıştırmış olsam da bu rutinimiz alt üst oldu! Sonra ben de aslında bu tip rutinlerin sürekli değişken bebeğe uyum sağlaması için sürekli bozulup tekrar yapılabileceğini anlamış oldum. Siz tam bir düzen oturttum dediğiniz an ya diş çıkarır, ya hasta olur, ya büyüme atağı geçirir... Bebek milleti işte :)
Derken Ege bizden çok daha hızlı bir şekilde iyileşti ve toparladı. Ben emzirdiğim için sadece meyvelerden aldığım vitaminlerle ek bir ilaç almadan (biraz da sürünerek) hastalığı atlattım. İnanın bendeki hastalık, Ege'de olduğundan çok daha ağır seyretti. Bebekler çok güçlü olabiliyorlar...
Daha sonra tam da 6 aylık olduğunda tekrar öksürmeye başladı! Bu sefer direkt öksürük şeklinde başlayan garip bir hastalıktı. O hafta da tam doktor kontrolümüz olduğu için durumu tekrar doktorumuza danıştık. Bize istersek "Prospan şurup" kullanabileceğimizi belirtti. Bu tamamen doğal bitki içerikli bir şurup olarak geçiyor ama sonuçta şurup olduğu için içinde şeker var. Ben birkaç gün şurubu kullandım fakat sonra bıraktık.
Şurup yerine önerebileceğim en güzel doğal öneriler;
- Ayva yaprağı
- Ihlamur
- Odasını nemlendirmek
Sabahları Ege kahvaltısının yanında mutlaka ıhlamur çayı içiyordu ben de bu çaya bir adet de ayva yaprağı eklemeye başladım. Ayva yaprağı özellikle bebeklerde öksürüğü kesen doğal bir besin. Kurutulmuş şekilde yaprak yaprak satılıyor, çay demler gibi sıcak suya atıp demleyerek içiyorsunuz. Ihlamur zaten soğuk algınlığına çok iyi geliyor. Odasını nemlendirmenin de biz çok faydasını gördük. Ege bu dönemde geceleri öksürerek kendini uyandırıp ağlardı, odasına buhar yapmaya başladığımızdan sonra bu sorunumuz azaldı. Ben piyasada satılan soğuk buhar makinelerinden aldım ama siz isterseniz ıslatacağınız birkaç havluyu kaloriferin üzerine koyarak da odayı nemlendirebilirsiniz. Sıcak buhar havadaki bakteri oluşumuna ortam oluşturabildiği için pek önerilmiyor.
Daha sonra Ege yine iyileşti fakat bu sefer bende öksürük kaldı! Annelerin ortak problemi olsa gerek, bebeğinle ilgilenirken kendini tamamen unutabiliyorsun. Bendeki öksürükle başa çıkmak için 1 numaralı silahım ise BOZA oldu... Boza gerçekten çok faydalı ve sağlıklı bir içecek. Günde en az 1 bardak bozayı üzerine tarçın serpiştirerek tükettim ve öksürüğümü kesti! Ayrıca bu dönemde keşfettiğim bir diğer özelliği ise inanılmaz süt yaptığı oldu! Boza kesinlikle sütü arttırıyor, en azından bende öyle oldu :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder