İlk olarak 6. ayda havuç püresi ile başladı ek gıda serüvenimiz. Doktorumun da önerileri doğrultusunda biz ilk olarak sebze püreleriyle başladık.
Havuç, bebekler için rahat yenebilecek tatlı bir sebze olduğu için önce havuçla başladık. Daha sonra ise patates, kabak, bezelye, pirinç, irmik... şeklinde uzayıp gitti bu liste. Ama ne olursa olsun Ege'yi yeni tatlarla tanıştırırken 3 gün kuralını uyguladık. 3 gün kuralına göre olası alerjilerin önüne geçmek ve kolayca teşhis edebilmek için bebeklere yeni bir gıda verildikten sonra 3 gün tekrar yeni bir gıda verilmiyor. Böylece eğer bebeğiniz alerji olursa bu alerjinin neyden kaynaklandığını tespit edebiliyorsunuz. Çok faydalı bir kural, kesinlikle uygulanmalı. Örneğin; Ege kahvaltıya başladıktan sonra yumurtaya alerjisi olduğunu fark etmiştik. Yumurta; ilk olarak çok minik miktarlarda verilip zamanla arttırılıyor. Biz de bir tam yumurta sarısına geçtiğimizde (yaklaşık 6,5 - 7 aylıkken) bir gecede Ege'nin yüzünde ve kollarında kırmızı egzamamsı dokular oluştu. Doktoruna danışıp yumurtayı kestik ve bu kızarıklıklar için krem kullandık. Semptomlar tamamen geçtikten sonra ise yumurtaya tekrar yavaş yavaş başladık, neyse ki Ege tekrar alerji göstermedi ve şimdi sabahları afiyetle yumurtasını yiyebiliyor.
Sebze pürelerinden bahsetmek gerekirse; ben Ege'ye hangi sebzeyi yaparsam yapayım (ki zaten 6 aylık bir bebeğin yiyebileceği başlıca sebzeler; havuç, patates (tatlı ve normal), kabak (balkabağı veya normal), bezelye, taze fasülye) her zaman buharda pişirdim. Bunun için satılan buharda pişirme aparatları var, bir adet edinmenizi tavsiye ederim. Bir tencerenin dibine biraz su koyup buharda pişirme sepetinin içine pişireceğim sebzelerle attıktan sonra 10-15 dk (sebzeden sebzeye değişir) pişirip tel süzgeçten geçirerek püre haline getiriyordum, gerekirse içine biraz pişirme suyundan veya anne sütünden katarak seyreltiyordum. Bazı anneler sebzeleri robottan geçirip veriyor ama ben tamamen "püre" haline gelmiş yiyecekleri Ege'ye verme taraftarı değildim. Çünkü bebekler ilk katı gıda deneyimlerinde genellikle öğürme refleksi geliştirebiliyor. Bunun nedeni, aylardır emdiği için emmeye alışık olmaları ve kaşıkla ağızlarına verilen bir "katı" maddeyi garip karşılamaları. Eğer tamamen püre haline getirip bebeğinize sebze yediriyorsanız iyi hoş ama unutmayın ki bazı çocuklar uzunca süre sadece püreye alıştıkları için katı bir şey yiyemeyebiliyorlar. Bu nedenle yine doktorumuzun da önerisiyle eğer çok yumuşak, tamamen çatalla ezilebilecek bir sebzeyse (haşlanmış patates gibi) çatalla ezip, değilse de tel süzgeçten geçirerek hafif pütürlü, boza kıvamında hazırlayarak Ege'ye yedirdim. Ege şuan aslında bu serüvenin çok başında, yaklaşık 7,5 aylık ama en azından başlardaki gibi çok sık öğürmüyor. İnanın bu bile bir başarı :)
 |
| Buharda Pişirme Aparatı |
Öğlen yemeklerinin yanında mutlaka günlük mayalanmış ev yoğurdu veriyoruz Ege'ye. Günlük mayalayamıyorsanız iki günde bir de mayalayabilirsiniz. Yoğurt mayalama konusunda master yaptım resmen, bu konuyla ilgili detaylı bir yazı yazacağım ilerleyen günlerde.
Sebze püresini öğlenleri yiyordu. Sabahları ise tam teşekküllü bir kahvaltısı vardı beyefendinin :) 1 yumurta sarısı (yukarıda bahsettiğim gibi bebek yumurtayla tanıştırılırken mutlaka minik miktarlarla başlanıp zamanla arttırılması gerekir), 1/2 kibrit kutusu tuzu alınmış tam yağlı beyaz peynir, yarım tam tahıllı ekmek dilimi içi, 1 tatlı kaşığı pekmez ve yanında ıhlamur çayı. Yemin ediyorum ben hayatımda böyle kahvaltı etmemişimdir :) Kahvaltı konusunda rahattık, Ege yumurtayı sevmişti. Peynir, yumurta ve ekmeğini minik minik ezdikten sonra ıhlamur çayıyla ıslatıyorduk. Bu arada ıhlamur çayı diyorum ama ıhlamuru saatlerce kaynatınca o çay olmaktan çıkıyor bence. Kaynamış suya atacağınız bir miktar ıhlamur 15,20 dk beklettiğinizde muhteşem bir şekilde demleniyor zaten, daha fazla kaynatmaya gerek yok.
Akşam üzeri ise meyve saatimiz vardı. Meyve saatinde elma, armut, kırmızı etli erik ve kayısı (eğer bulamazsanız gün kurusunu biraz kaynatıp ezerek verebilirsiniz.) yiyoruz hala. Ege mesela meyveleri başta çok garipsedi, çoğu bebek meyveleri sebzeye tercih eder, bizim garip minik adam sebzeciydi :)
Ege 7 aylık olduktan sonra sebzelerine kıyma eklemeye başladık. Kasaptan aldığım, deli gibi en az 3 kere çektirdiğim dana kıymayı yemeklerine ekliyorduk. Aslında bu noktadan itibaren Ege'nin yemeklerinin bizimkilerden pek bir farkı kalmadı. Bazı yasaklar dışında, aynı kendimiz için pişirdiğim yemek gibi yapıyorum Ege'nin yemeklerini. Hatta bazen iki yemeği birlikte yapıp, Ege için ayırdıktan sonra içine tuz ve baharatlarını ekliyorum. Karnabahar, bezelye, mercimek, ıspanak, pırasa (garibim pırasa bile yiyor) vb. Öncelikle soğanı ve kıymayı hafif kavurup, yakmadan içine ne pişirecekseniz o sebzeleri ekleyebilirsiniz. Yaz domatesi bulursanız verin demişti doktoru. Ben bulamazsam yarım çay kaşığı kadar salça katıyorum. Üzerini geçmeyecek kadar su koyup pişirdikten sonra patates püresi yapma aleti (tanım biraz garip oldu) ile ezip taneli bir şekilde yediriyorum. Yanında da yoğurt yiyor bizim paşa :) İsterseniz yoğurdu meyveden sonra ara öğün gibi de verebilirsiniz ama bu şekilde yaptığımda Ege daha az emdiği için ben birlikte veriyorum.
Emmek demişken, ek gıdalara başlasa bile bebeğinizin ilk yılında anne sütünü bolca alması gerekiyor. Sabah uyandığında kahvaltıdan önce mutlaka emzirin. Öğlen yemeğinden önce bir kez daha emzirebilirsiniz. Bir de meyveden önce ara öğünde. Zaten gece de emmek için uyandığında sütü kendisi alacaktır, ama bu aylarda (7-8) bebekler biraz sütten soğuyorlar. Ege mesela, gündüzleri çok az emiyor ama geceleri memeye düşkün oluyor, en az 3 saatte bir kalkıp süt içiyor. Gece emmeleri konusu ise zaten size kalmış, bence eğer kalkmak sizi zorlamıyorsa bırakın bebeğiniz emsin, anne sütü alsın bol bol. Bizim durumda Ege gündüzleri az emdiği için ben gece ne kadar isterse o kadar emziriyorum.
Kısacası, ek gıdalara geçiş süreci korkutucu ve sancılı görünebilir ama düzgün taktiklerle (!) rahatça atlatabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder