23 Ocak 2016 Cumartesi

Doğum sonrası toparlanma

doğum sonrası
Ege 7,5 aylıkken
Doğum kendi başına bir mucize olsa bile, doğumdan sonra vücudun değişimi de bana bir mucize gibi gelmiştir hep. Hayatınız boyunca önünüzde iki adet süt makinesi taşıdığınızı fark edersiniz mesela :) O burnunuza kadar şişmiş koca karın yavaş yavaş kaybolmaya başlar. Hormon seviyeleriniz değişir, 9 aydır alıştığınız tüm düzen yok olup yeni bir vücuda alışmaya çalışırsınız. Hamilelik boyunca vücutta gerçekleşen değişimleri hepimiz hamileliğimiz boyunca okuyoruz, çevremizdekilerden görüp az çok tahmin ediyoruz. Peki doğumdan sonra vücudumuzda nasıl değişiklikler oluyor, hiç düşündünüz mü?

Benim için ilk fark,
9 aydır çektiğim diş eti sıkıntılarının doğumdan sonraki sabah sihir gibi bir anda kesilmesi oldu. 9 ay boyunca şişen, sık sık kanayan ve kızaran diş etlerimin bir anda hamilelikten önceki haline döndüğünü görünce çok sevinmiştim.

Daha sonra tabi ki ilk belirgin fark karnınızın küçülmesi oluyor. Fakat burada bir noktayı üzerine basarak hatırlatmakta fayda var, karnınız tabi ki bir anda tamamen yok olmayacak. Buna hazırlıklı olup, hamile kıyafetlerini bir süre daha giymemiz gerekecek. Bu süre kişiden kişiye değişse bile benim gördüğüm en belirgin fark ilk 1,5 ay (40 gün) boyunca oldu. Lohusalık döneminde çok fazla tatlı, şeker, ağır ve yağlı yiyecekler tüketmezsek toparlanmamız daha kolay olur. Tabi ki süt üretimimiz olduğu için, vücut normalde alması gerekenden daha fazla kaloriye ihtiyaç duyuyor, fakat genelde Türk kadınları lohusayım psikolojisiyle kendini yemeğe vurup hamileliklerinde aldıkları kilodan daha fazlasını lohusayken alıyorlar. Örneğin; lohusa şerbeti adı altında bana da içmem için dayatılan içecek bence tamamen şeker ve kalori bombardımanı. Bunun yerine bol bol su tüketmenin, emziren anneler için yapılmış çaylardan içmenin ve süt içmenin daha fazla süt üretimini arttırdığını düşünüyorum.

Bebekli hayat başlarda çok zorlayıcı ve yorucu olabiliyor. Hem doğumun verdiği yorgunluk, hem de yeterince dinlemediğiniz ve uyuyamadığınız için kendinizi bitkin ve yorgun hissedebilirsiniz. Bu durumda sağlıklı, sebze meyve ve et içerek bir yeme düzeni oturtarak en azından vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayabilirsiniz. Zaten bu koşuşturmaca içinde, bir de emziriyorsanız vücut çok büyük bir çaba ve dolayısıyla kalori harcadığı için kendi kendine kilo verebiliyorsunuz. (Tabi ki metabolizma hızına bağlı sorun yaşayan lohusalarda kilo vermek zor olabilir, daha yavaş olabilir. Eğer sizi rahatsız edecek boyutta bir kilonuz kaldıysa öncelikle kadın doğum uzmanınıza durumu danışmakta fayda var.)

Ben kendi deneyimlerimle şunu söyleyebilirim; doğum sonrası yine doktorunuzun izniyle takacağınız çok sıkmayan bir korse, veya karnı çok sıkı olmadan bir bezle sarmak kasların toparlanmasına yardımcı oluyor. Ben 40 gün boyunca düzenli korse kullandım ve faydasını gördüm. Karnımın toparlanması daha hızlı oldu.


Sağlıklı beslenmeye ek olarak, dünyaya yeni gelen ve sürekli size ihtiyaç duyan o minik insandan vakit bulabildikçe spor veya en azından evde kendi imkanlarınızla biraz hareket etmek büyük fayda sağlıyor. Bebeği emzirdikten veya sütünüzü sağdıktan sonra annenizden rica ederek 1 saatlik bir yürüyüş, yüzme ve benzeri bir aktivite yapmak hem vücudunuza hem de ruhunuza iyi gelecek inanın. Çünkü insan doğumdan sonra duygusal olarak da büyük bir baskı altına giriyor. Uzun süre evden çıkamamak, kendine hiç vakit ayıramamak ve uyuyamamak insanı ruhsal olarak zorlayabiliyor. Böyle durumlarda mutlaka annenizden veya eşinizden bir süre bebeğe bakmasını isteyip en azından yarım saatliğine kendinize vakit ayırmalısınız. Ben bunu hiç yapmadım ve şimdi geri dönüp baktığımda hatalı olduğumu fark ediyorum.

Az önce de bahsettiğim gibi en büyük değişikliklerden biri de ruhsal değişiklikler. Hamilelik boyunca artan hormon seviyeleri, lohusalıkta da çok farklı boyutlara ulaşabiliyor. Kendinizi bebeğe bir şey olacak diye çok endişelenirken bulabilirsiniz. Ona yeterince iyi annelik yapamadığınızı düşünebilirsiniz. Veya çevrenizde size yardım etmek için koşuşturan kalabalığa sinirlenebilirsiniz. Unutmayın ki bu duyguları neredeyse tüm yeni anneler yaşıyor ve böyle hissetmeniz çok normal, zamanla geçecek. Bu sürede kendinizi ve özellikle eşinizi yıpratmamaya, iki taraflı da hoş görülü olmaya çalışmak gerekiyor.

Ruhsal değişimleri konuştuk, fiziksel değişimlerde de önemli bir konu kaldı, saçlar! Fark ettiyseniz hamileliğiniz boyunca hiç saçınız dökülmedi, çok sağlıklı ve gür saçlara kavuştunuz. Peki doğumdan sonra ne mi oluyor? Doğum yaptıktan yaklaşık 2-3 ay sonra bütün o saçlara hoşçakal diyorsunuz. Hem de bir anda! Saçlarım ilk dökülmeye başladığında oldukça fazla miktarda dökülünce çok endişelenip kadın doğumcuma koşmuştum. O da bu durumun normal olduğunu, vücudun doğum sonrası adapte olmaya çalıştığını ve hamilelikte kullandığım vitamine devam etmem gerektiğini söylemişti. Böylece ben de rahat bir nefes almıştım. Saç dökülmem yoğun bir şekilde 2 ay daha devam etti, Ege 5 aylık olduğun her şey normale dönmüştü.

Uykusuzluğa alışmak tabi ki en zoru oldu. Ama inanın insan vücudu (özellikle yeni anne olmuş bir kadın bedeni) sandığınızdan çok daha fazla dayanıklı, her şeye alışabiliyor :) Normalde de uykuya çok düşkün olmayan bendeniz, yaklaşık Ege 2 aylıkken düzene tamamen alışmıştım. Benden daha zor alışan arkadaşlarım da oldu, daha az zorlananlar da. Bu da tamamen size bağlı bir deneyim olacak.

Özetle, hamilelik boyunca bambaşka olan vücudunuz doğumdan sonra yavaş yavaş kendini toparlayıp eski haline dönecek. Ancak hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak, eskisinden çok daha güzel olacak. Çünkü o vücut bir hayat getirdi dünyaya :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

© Copyright 2016 Anne Kalem | All rights reserved.
Sayfa Başına Dön