24 Ocak 2016 Pazar

Emzirme serüvenim

Hamilelik dönemi boyunca insan bebeğinin sağlığını, doğumun nasıl olacağını, hazırlıkları düşünüyor. Doğumdan sonra bebeğinizi kucağınıza aldığınız an "Hadi emzir" dediklerinde buna aslında fiziken hazır olsanız da, bir gün emzirme duygusunu tadacağınızı bilseniz de ruhen hazır olmadığınızı fark edebiliyorsunuz. "Ne? Nasıl yani, ben emzirecek miyim? Nasıl yapacağım peki bunu?" soruları kafanızda dolanırken bir de bakacaksınız ki o mis kokulu minnoş sizin göğsünüze yapıştırılmış durumda zaten :)





Emzirmek kesinlikle öğrenilen bir süreç. Çaba, sabır ve dayanıklılık istiyor. Özellikle doğumdan sonraki ilk 2-3 hafta boyunca acıyan göğüs uçlarınızın ağrısına dayanıp emzirmeye devam etmeniz, pes etmemeniz gerekiyor. Süt üretiminiz iyiyse (ki ben artık bunun tamamen şansa bağlı olduğunu düşünmeye başladım) fazla şişen göğüslerinizin ağrısına dayanıp bol bol emzirmeniz gerekiyor. Hatta gerekiyorsa sıcak kompres ve sağım yaparak bu fazla sütü çıkartmanız da gerekiyor. Çünkü unutmayın, ne kadar çok emzirirseniz, sütünüzü ne kadar çok boşaltırsanız vücudunuz o kadar çok süt üretimi gerçekleştiriyor, resmen başlı başına bir mucize!

Kısaca bahsettiğim bu sorunlara ek olarak bir kaç tavsiye vermek gerekirse;

İlk başlarda göğüs kalkanı ve göğüs ucu kremi kullanın. Çünkü göğüsleriniz mutlaka tahriş olacaktır. Acıyı en aza indirgemek için teknolojinin bu nimetlerinden faydalanın :)

Mutlaka elinizin altında bir süt sağma pompası bulunsun. Bebeğiniz başta sizin ürettiğiniz kadar sütü boşaltamayacak ve bu fazla süt sizde ağrı, şişkinlik ve hatta mastit (süt bezi iltahabı) yapabilir. Pompa olarak ben otomatik olan modelleri öneririm. Elle sağmak bir süre sonra yorucu olabiliyor. Sağdığınız fazladan sütleri acil durumlara karşı süt torbalarına atarak buzlukta saklayabilirsiniz. Unutmayın, normal bir buzdolabının buzluk bölümünde anne sütü bozulmadan 3 ay durabiliyor. Bu süre buzdolabı için 3 gün iken oda sıcaklığı için sadece 3 saat.

Sık sık ve pes etmeden emzirin. İlk birkaç gün boyunca halk arasında ağız sütü olarak tabir edilen yoğun kıvamlı, sarı bir sütünüz olacak. Bu süt bebek için adeta bir koruma kalkanı, bu nedenle sık sık emzirerek bu sütü almasını sağlamaya çalışın. Ancak bebeği sürekli memede bırakmayın. Bu durumda göğüs uçlarınız tahriş olacağından emzirmek bir işkenceye dönüşebilir.

Bebeğiniz bir memeyi reddederse pes etmeyin. Bu durum çok sık karşılaşılan bir durum oluyor. Doğumdan sonra ne yaptıysak Ege'ye sağ göğsü kabul ettirememiştik ancak yılmadan, pes etmeden uğraştık ve en sonunda kabul etti.

Değişik tutuş pozisyonlarını öğrenin. Bu konuda hastanenizdeki hemşirelerin veya annelerinizin yardımına başvurabilirsiniz. Benim en rahat ettiğim klasik kucak pozisyonu olmuştu. Ancak sezaryen ile doğum yapan anneler için ters tutuş pozisyonu ve yatarak emzirmenin de faydalı olduğunu okumuştum. Ayrıca bebeğin meme ucunu derin kavraması çok önemlidir, sadece uç kısmını emdiği taktirde hem süt üretimi gerçekleşmeyecek hem de sizin için bu durum acı verici olacaktır.


Bol bol sıvı tüketin. Sıvıdan kastım aslında temelinde su. Lohusa şerbeti, komposto vb. şekerli içecekler annelerinizin ilk tercihleri olacaktır, size mutlaka içmeniz için dayatılacaktır. Emzirme serüvenim boyunca sütümü arttırdığını fark ettiğim şeyler; bir numarada bol su içmekti. İkincisi boza! Emziren anne çaylarını da sıkça tükettim. Bu konuda hastanenizin size verebileceği bir broşür varsa mutlaka alıp okuyun, çok değişik besinler süt arttırabiliyor.

Bebeğim doymuyor diyerek hemen mama takviyesine başlamayın. Doğumdan önce ne kadar mantıklı bir insan olsanız bile lohusalığın getirtiği hormon değişiklikleri sebebiyle endişeli ve tedirgin bir anne olmanız içten bile değil. Bu durumda bebeğin yeterince ememediğini, doymadığı için ağladığını düşünebilirsiniz. Unutmayın, hiçbir mama anne sütü gibi mucizevi bir besinin yerini tutamaz. En az 6 ay boyunca bebeklerin anne sütüne ihtiyacı vardır. Bir de çevrenizde mutlaka "Bu çocuk aç, aç" diyen anneler, teyzeler olacaktır, kulak asmamayı öğrenin! Eğer doktor kontrollerinde kilo alımında bir problem yoksa ve bezini sık sık ıslatıyorsa bebeğinizin doymuyor olması biraz zor bir ihtimal. Aç bebekler mutlaka ağlayarak dertlerini belli ederler ve bir süre sonra siz bu ağlamalar arasındaki farkları anlayabileceksiniz, sabredin. İlk başlarda her ağlamayı açlığa bağlamanız çok normal fakat unutmayın ki 9 ay boyunca kaldığı korumalı ve sıcak ortamdan bir anda dünyaya atılan yavrunuz da alışma sürecinde. Anne karnını özlüyor olabilir, gazı olabilir, uykusu olabilir. Her ağlamayı açlığa bağlayıp kendinizi tedirgin etmemeye çalışın.

Vaktiniz varsa doğumdan önce emzirme dersi alabilirsiniz. Ben vakitsizlikten dolayı alamamıştım ancak yine de zamanla emzirmeyi öğrendim. Ama boş vaktim olsaydı kesinlikle böyle bir kursa katılırdım.

Emzirme yastığı güzeldir. Bence bir adet edinip mutlaka kullanın. Yeni annelerin genellikle yaptığı en büyük hata emzirirken bebeğin üzerine doğru eğilmektir. Bu hem sizin için hem de bebek için rahatsız bir pozisyon olacağından emzirmenizi zorlaştıracaktır. Emzirme yastığından bu noktada yardım alabilirsiniz.

Miktarlara takılmayın. Yeni doğum yapan arkadaşlarımdan sık sık duyduğum bir şey de, "Sütümü sağdım, çok az çıktı. Bebek doymuyor olabilir mi? Bu miktar az mı?" Her annenin ürettiği süt kendi bebeğine özeldir ve onun ihtiyaçlarını karşılar. Miktar ve kıvam bu nedenle çok görecelidir ve bence başka annelerinkiyle kıyaslanmamalıdır.

Emzirme mucizesinin tadını çıkarın. Bebeğinizle kurabileceğiniz en güzel bağlardan biri! Her anının tadını çıkararak, doya doya emzirin.

Size bol sütlü günler dilerim :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

© Copyright 2016 Anne Kalem | All rights reserved.
Sayfa Başına Dön